Kerim Han Zend’in Meşruiyet Anlayışında Safevi Etkisi ve III.İsmail


Özet Görüntüleme: 79

Yazarlar

  • MEHMET DAĞLAR IĞDIR ÜNİVERSİTESİ

Özet

  1. Bu çalışma Kerim Han Zend’in meşruiyet anlayışında İran geleneği üzerinedir. Avşarların yıkılışından sonra İran’da yeni bir hanedan tesis eden Kerim Han’ın ilk hakimiyet yıllarında kısa süreliğine Safevi soyundan birini tahta çıkardıktan sonra farklı bir yol izleyerek iktidarını sürdürdüğü görülmüştür. Makalede Safevi soyunun temsil edilmesi anlayışından İranlı bir hükümdarlık anlayışının oluşturulma sürecine odaklanılmıştır. Kerim Han’ın güçlü bir imparatorluk imajı oluşturabilecek unsurlardan yoksun oluşu onu meşruiyet arayışına itmiştir. Türk- İran devlet geleneğinde güçlü bir fatihin soyundan gelmek gibi bir önemli unsurun bulunması Kerim Han’ı zor durumda bırakmıştır. Yeni bir hanedanın tesisi sürecini başlatan Kerim Han’ın İran’ın kadim devlet anlayışına mahsus olan bir hakimiyet anlayışı ile hareket etmesi veya yeni bir gelenek oluşturması gerekiyordu. Bu nedenle Safevilerin siyasi mirasını üstlenerek meşruiyet oluşturma isteği Zendlerin siyasi anlayışının en belirgin özelliği olmuştur. Bu doğrultuda Zendler, İran’da siyasal meşruiyetin sağlayan yegâne gücün Safevi hanedanı olduğuna karar verdiler. Safevilerin otoritesi ile İran’da siyasi istikrarın sağlanacağına inanıyorlardı. Kerim Han Zend, iktidarı ele aldığı süreçte Safevi hanedanından, Şah Sultan Hüseyinin kızından olan torunu Mirza Ebuturab’ı geçici olarak hükümdar ilan etti. Ancak Mirza Ebu Turab o sırada sekiz yaşındaydı. Buna rağmen şehzade III. İsmail adıyla İran Şahı olarak tahta çıkarılarak adına hutbe okutulup, sikke bastırdılar. İktidarını güçlendirdikten sonra III.İsmail gözden çıkarılıp, Kerim Han Zend, Alllahın yeryüzündeki gölgesi ‘Hazret-i zillullah’ unvanını kullanmaya başladı.

Yayınlanmış

07.06.2023

Sayı

Bölüm

Bildiri