MOLLA SADRA ŞİİRLERİNDE AMELİ İRFAN ELEŞTİRİSİ

MOLLA SADRA DİVANI - PRATİK TASAVVUF ELEŞTİRİSİ


Özet Görüntüleme: 93

Yazarlar

  • Veysel Başçı Batman Üniversitesi

Anahtar Kelimeler:

Tasavvuf, Ameli İrfan, Divan, Seyr u Sülûk, Molla Sadrâ

Özet

İslam felsefesinin İşrakî, Meşşaî, Ekberî gibi irfanî-kelamî düşünce ekollerinin buluşma noktası hikmetü’l-müteâliye’yi kuramsallaştıran Molla Sadrâ’nın şiir divanında, amelî irfan olarak addedilen kimi pratiklere yönelik görüş ve eleştiriler mevcuttur. Molla Sadrâ kendi sentez felsefesinin ilkelerine göre kaleme aldığı bu şiirlerinde daha ziyade amellerin görselleştirilmesi ve kıyamet ile ahiret hayatının mahiyeti üzerinde durmaktadır. Bununla birlikte evliyanın kutsal ruhunun dirilişi (mead-ı nüfûs-i kudsiyye), keşf ve şühûd ehlinin varlık dairesi içerisinde Hakka doğru seyri, “ölün ölmeden önce” hadisinin muktezâsı gereğince de nefsin maddî âlemin hicabından arınma niteliği hakkında görüş belirtmiştir. Söz konusu şiirlerinde mebdeye ulaşma ve onunla muttasıf olma yönteminin çeşitliğini ve farklı algıla(n)ma biçimlerini de dile getiren Molla Sadrâ, amelî irfan alanına giren seyr u sülûk ve nefisle mücadele kavramlarını ise kimi klasik âlimlerden farklı yorumlamıştır. Örneğin seyr u sülûk aşamasında maksadın farklılığından söz ederken bazı durumlarda bunun hikmet noktasında histerik bir soruna dönüşebileceğini ifade etmiştir. Ona göre; bu seyirde riya, şöhret ve gösteriş gibi kimi afetler söz konusu olabilmektedir ki bu açıdan genel mana da tarikat ve tasavvufun eleştirisi de zaruridir. Tarikat yahut tasavvufun ayrılık ya da tefrika maksadıyla değil, salih amel ve ihlâs dairesi içerisindeki rasyonel bir sülûk temelinde yapılmasını öneren Molla Sadrâ, nefis tezkiyesinin gerekliliğini ise etiğe dayalı felsefi önermeler dâhilinde dile getirmiştir. Zâhirî sülûk eden salikleri dünyaperest kişiler olarak görürken hakperestlikten dem vurmuş, aynı şekilde onları iman iddiasında bulunan hikmet, ahlâk ve ilim düşmanı cahiller olarak da tasvir etmekten geri kalmamıştır. Göstermelik ve zâhirî pratiklere sahip kimi sözde sûfîlere yönelik sert eleştirilerinin de olduğu bu şiir divanında Molla Sadrâ ayrıca nazarî irfanın başat ilkeleri arasında yer alan hikmet-i Muhammediyye, metafizik aşk, müminin kalbi Rahman’ın arşıdır şeklindeki daha pek çok konu ve ilkeyi de işlemiştir. Yaklaşık iki bin beyitten oluşan, Farsça ve kısmen de Arapça şiirlerin yer aldığı divanın büyük bir bölümü, temsili anlatımlarla desteklenmiş mesnevi kalıbındaki şiirlerinden oluşur. Lakin bu mesneviler arasında bazı rubailer ile tasavvufi sakinâmelere de rastlamak mümkündür. Bu sunumda; meânî, beyân ve bedî’ gibi belâgat sanatlarına pek teveccüh göstermemiş, lafızdan ziyade manaya odaklanmışsa da iyi bir şair olduğu görülen Molla Sadrâ’nın sözü edilen divanındaki, metafizik aşkla birlikte seyr u sülûk, ashab-ı tevhid ve ashab-ı tecride dair yönelttiği kimi eleştirileri ile görüşlerini şiir örnekleriyle birlikte sunmaya ve incelmeye çalışacağız.

Yayınlanmış

07.06.2023

Sayı

Bölüm

Bildiri