MUHAMMED HASAN HAN-I İTİMADÜ’S-SĀLTANE’NİN HARNÂME’SİNDE SOSYAL VE KÜLTÜREL ÖĞELERİN DEĞİŞİMİ

HARNAME


Özet Görüntüleme: 34

Yazarlar

  • Nezahat Başçı Mardin Artuklu Üniversitesi

Özet

Comtesse De Segur’un Les Mémories d’un Âne (Bir Eşeğin Anıları) adlı başyapıtının özgün, bağımsız ya da keyfi bir uyarlaması olan Harnâme veya diğer adıyla Mantıku’l-Himār adlı eser, Kaçar ve Nasıreddin Şah dönemi İran’ın önemli siyaset ve kültür adamlarından, aynı zamanda saray mütercimlerinden olan Muhammed Hasan Han-ı İtimadü’s-Sāltane tarafından Farsçaya ve doğu kültürüne kazandırılmış bir eserdir. Doğu toplumlarındaki hikmet ve ahlâk anlayışı ile sosyal ve siyasal yapının eleştirisini bir eşeğin gözüyle mizahî olarak anlatan eser, pek çok açıdan bir nasihatnâme ya da öğüt kitabı olarak da değerlendirilir. Eser, her ne kadar özelde İran toplumunun söz konusu asırdaki sosyal ve siyasal ahlâk eleştirisi olsa da eserin bazı kısımlarında; benzer siyasal ve sosyal süreçlerden geçen Osmanlı ve yakın doğu topluluklarının ahlâk anlayışını eleştiren hususlarda vardır. Özellikle aydınlanma dönemi Osmanlı ve İran entelijansiyasının buluşma noktalarından olan Tiflis ve Bakü’deki aydın locaları tarafından da birçok kez övülmüş bu eser toplam on sekiz bölümdür. Hatırat şeklinde kurgulanmış eser, bir eşeğin sahibiyle samimi konuşmalarını içerir. Metin aralarında ise istidrâdî (bir sözde asıl gayeden bahsederken bağlantılı olarak ikinci derece başka konuları açmak) başlıklar altında antropolojiden din bilimlerine, ilahiyattan sosyolojiye kadar sosyal bilimlerin değişik disiplinlerinde görülen düşünce ve eleştiri egzersizleri yapılmıştır. Olay örgüsü dışında Fransızca orijinaliyle hemen hemen hiçbir ortak yanı bulunmayan eserin edebi türü ise metinsel kapsam açısından geniş(letilmiş) ya da sürekleyici alegori (allegory sustained) olarak değerlendirilir. İçerik olarak da siyasal ve tarihsel (historical- political allegory) alegori türüne girer. Bilhassa din, siyaset ve ahlâk gibi kompleks konuları daha kolay yolla anlatmak için kullanılan alegori sanatı; anlatımı hem daha eğlenceli hem de daha düşündürücü kılmak için kullanılır. Herhangi bir anlatımı ya da hikâyeyi hem eğlenceli hem de toplumun değer yargıları ve kültür dokusuna uygun bir hale getirmek; Kaçar dönemi edebî tercümelerinde sıklıkla görülen bir durumdur. Bu dönemin mütercimleri çoğu zaman metnin orijinaline sadık kalmayarak, metin üzerinde mesel ve istiarelerle süsleme yapmış ya da kendi yorumlarını katmak suretiyle metni Farsça okurun zevkine göre uyarlamışlardır. Bu dönemin edebî çevirilerinde mahallîlik en fazla göze çarpan hususlardandır. Öyle ki bazen bir hikâye ya da anlatıda yer alan karakterlerin orijinal isimleri yerine daha yerel ve mahallî isimler bile kullanılmış yahut dini orjinli ifadeler eklenmek suretiyle metin yorumlanmaya ve tevil edilmeye çalışılmıştır. Dolaysıyla söz konusu eserde de durum böyledir. Yapılan süsleme, ekleme ve müdahalelerle değişen metnin dokusu kültürel ve sosyal öğelerin değişimini de beraberinde getirmiştir ki bu sunumda bu değişimlerden bazılarını incelemeye çalışacağız.

 

Yayınlanmış

07.06.2023

Sayı

Bölüm

Bildiri