TAKLİTTEN İBDAYA SELÂMÂN VE EBSÂL HİKÂYESİNİN FARS EDEBİYATINDAKİ SERÜVENİ


Özet Görüntüleme: 40

Yazarlar

  • fatma batkitar Ankara Sosyal Bilimler Enstitüsü

Anahtar Kelimeler:

Selâmân ve Ebsâ- Câmî- Abdîbeg

Özet

Selâmân ve Ebsâl ilk defa Huneyn b. İshak tarafından 3.yy’da Yunancadan Arapçaya çevrilmiş bir hikâyedir. İbn Sina’nın, el-İşârât ve’t-Tenbîhât adlı eserinde hikâyeye atıf yapmasıyla gündeme gelmiş; onun bu atfı şârihleri tarafından şerh edilmiş ve böylece hikâyenin farklı zaman dilimlerinde, farklı coğrafyalarda, farklı müellifler tarafından telif serüveni başlamıştır. Felsefe, tasavvuf ve edebiyatın kesişimi olan bu metinler çok “renkli” ve derin düşüncelerin hamisi olarak farklı türevler kazanarak değişime uğramıştır. Müelliflerin hikâyeleri “tekrar üretme” sürecinde aynı hikâyeyi ele alırken taklit ithamını nasıl konumlandırdığı, bu durumu bir sorun olarak görüp görmediği, orijinallik ve inşa iddiasında olup olmadıkları bu metinlere yönlendirilen eleştirilerdendir.

Fars edebiyatının önemli şair ve alimlerinden Abdurrahman Câmî (ö. 898/1492), hikâyeyi Heft Evreng adlı eserinde ilk defa manzum olarak yazmıştır. Ondan altmış dört yıl sonra Abdîbeg Şîrâzî (Nuvidî) (ö.997 h.), Heft Ahter’inde Selâmân ve Ebsâl hikâyesini tekrar yorumlamıştır. Çalışmada öncelikle hikâyenin kökenine kısaca değinilecek ardından bahsi geçen iki şairin eserleri hakkında genel bilgi verilecektir. Ve çalışmanın odak noktası olan taklit ve ibda sorunu bu iki eser üzerinden analiz edilecektir.

Yayınlanmış

07.06.2023

Sayı

Bölüm

Bildiri