Suudi Arabistan’ın İran-Irak İttifakına Yönelik Yarma Stratejisi
Suudi Arabistan’ın İran-Irak İttifakına Yönelik Yarma Stratejisi
Özet Görüntüleme: 80
Özet
Bu tebliğinin temel amacı, İran-Irak ittifakının önüne geçmek ve zayıflatmak amacıyla Suudi Arabistan’ın Irak’a yönelik izlediği güvenlik stratejisini değerlendirmektir. ABD’nin 2010 yılında başlayan Irak’tan çekilme süreci 2011 yılının sonlarına doğru tamamlandı. ABD’nin çekilmesi sonrasında Irak’ın hangi bölgesel gücün ekseninde dış politika çizgisi takip edeceği, Orta Doğu’da en temel rekabet ve anlaşmazlık konularından biri oldu. Irak’a komşu iki bölgesel güç olan İran ve Suudi Arabistan, Irak özelinde şiddetli bir nüfuz mücadelesi içerisine girdiler. Suudi Arabistan’ın bölge siyaseti bakımından değerlendirildiğinde, İran’ın artan bölgesel etkinliğinin önüne geçmek amacıyla Irak’ın bu ülkenin eksenine girmesinin engellenmesi ve mümkünse kendi ekseni altında hareket etmesinin sağlanmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Suudi Arabistan, izlediği bu politikayla baş bölgesel rakibi İran karşısındaki göreceli gücünü artıracağı düşünülmekteydi.
Devletlerin dış politikada benimsedikleri bu tür güvenlik stratejileri, literatürde yarma stratejisi (wedge stratejisi) şeklinde tanımlanmaktadır. Yarma stratejisinin temel amacı, rakip ya da düşman devletin/tarafın ittifak ilişkilerine zarar vererek kendi göreceli gücünü artırmaktır. Dolayısıyla yarma stratejisinin uygulamaya konulabilmesi için en az üç devlete ihtiyaç bulunmaktadır. Bu nedenle de yarma stratejinin uygulamaya konulduğu siyasi iklim stratejik üçgen şeklinde adlandırılmaktadır. A devletinin B ile C devletinin arasında ittifak ilişkinin kurulmasına engel olmaya çalıştığı ya da var olan ittifak ilişkisini bozmaya çaba gösterdiği durum, bu devletinin yarma stratejisi izlediği anlamına gelmektedir.
Literatüre bakıldığında, baskı kurucu ve ödüllendirici olmak üzere yarma stratejisinin iki türü bulunmaktadır. Yarma stratejisiyle devletler, karşıt bloka girmeye meyleden ya da karşıt blok içerisinde bulunan devlete yönelik dört beklenti içerine girmektedirler. Bunlar; ilgili devletin ittifaka girmesinin önüne geçmek, ilgili devletin ittifaktan ayrılarak tarafsız kalmasını sağlamak, ilgili devletin ittifak içinde kalmasına rağmen müttefikiyle uyumlu çalışmasını engellemek ve son olarak ilgili devletin ittifaktan ayrılıp kendisiyle ittifak kurmasını temin etmek şeklinde sıralanmaktadır.
Mevcut literatürde yapılan çalışmaların ana argümanı, ödüllendirici yarma stratejisinin hedefe ulaşılması bakımından daha başarılı olduğu yönündedir. Bu tebliğ de Suudi Arabistan’ın Irak’ı İran’ın eksenine girmesini engelleme ve eksenine girdikten sonra da ekseninden çıkarmaya yönelik izlediği stratejiyi inceleyerek bu argümanın geçerli olup olmadığını göstermeye çalışmaktadır. Buradan hareketle bu tebliğin temel bulgusu, Suudi Arabistan’ın 2010-2015 döneminde “baskı kurucu yarma stratejisi” izlediği ve bunda başarısız olduğu, 2015-2020 döneminde ise “ödüllendirici yarma stratejisine” geçtiği ve bunda da görece başarılı olduğudur. Irak’ın Suudi Arabistan’ın “baskı kurucu yarma stratejisi” döneminde İran’la daha fazla stratejik yakınlık içerisine girdiği, daha sonra “ödüllendirici yarma stratejisi” döneminde ise İran’la stratejik yakınlığı gerileterek Suudi Arabistan’la da stratejik yakınlaşmaya başladığı gözlenmektedir. Dolayısıyla Suudi Arabistan-Irak-İran stratejik üçgeninde var olan ilişkilere uyarlandığında, mevcut literatürün ileri sürmüş olduğu argümanın geçerli olduğu anlaşılmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Yarma Stratejisi, Suudi Arabistan, Iran, Irak, Orta Doğu
Yayınlanmış
Sayı
Bölüm
Lisans
Telif Hakkı (c) 2023 IRANIAN CONGRESS
Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslanmıştır.