İran’ın 2003 Sonrası Irak Politikası: Motivasyonlar, Stratejiler ve Bölgesel Etkiler Üzerine Bir Değerlendirme
Özet Görüntüleme: 59
Özet
Bu bildiri ABD’nin 2003 yılında Irak’ı işgal etmesinin ardından İran’ın Irak’a yönelik politikasını incelemektedir. Sunum, İran’ın eylemlerinin arkasındaki motivasyonları, uyguladığı stratejileri ve sonuçta ortaya çıkan bölgesel etkileri araştırmaktadır. Bir başka deyişle bu sunum İran’ın Irak politikasına kapsamlı bir genel bakış sunmaktadır. ABD öncülüğünde 2003 yılında Irak’ın işgal edilmesinin ardından İran, kendisini önemli ölçüde değişmiş bir bölgesel manzaranın içinde buldu. Devam eden süreçte ve özelikle 2009 sonrasında ABD’nin bölge stratejisinin değişmesi bölgesel aktörlerin daha fazla rekabete girmelerinin önünü açtı. Bu durum 2010 sonrasında Arap Ayaklanmalarıyla birleşerek daha da karmaşık bir hal aldı. Potansiyel güvenlik tehditlerinden endişe duyan ve nüfuzunu artırmayı hedefleyen İran, Irak’a yönelik siyasi, ekonomik ve güvenlik boyutlarını kapsayan çok yönlü bir politika benimsedi. İran’ın Irak politikasının altında yatan motivasyonlar, kendi ulusal güvenliğini koruma, bölgesel gücünü pekiştirme, bölgede oluşan güç boşluğunu kendi lehine çevirme arzusu da dâhil olmak üzere bir dizi faktöre dayanmıştır. Irak bu açıdan İran için risk mi yoksa Lübnan’da Hizbullah üzerinden kurmuş olduğu yapının Irak’ta bir benzerinin kurulması açısından bir fırsat mı olduğu tartışılmıştır.
Siyasi alanda İran, Iraklı siyasi aktörlerle, özellikle de Şii çoğunluktan olanlarla yakın bağlar geliştirmeye çalıştı. Şii siyasi partilere destek sağladı ve işgal sonrası Irak hükümetlerinin kurulmasını kolaylaştırmada kilit bir rol oynadı. İran bu şekilde Irak’ın siyasi yapısını kendi çıkarlarına uygun bir şekilde şekillendirmeyi amaçladı. Bu katılım, İran’ın Irak’taki kilit karar alma süreçleri üzerinde etkili olmasını ve böylece bölgesel bir güç olarak konumunu güçlendirmesini sağladı. İran siyasi bağlantıların yanı sıra ekonomik olarak da ticaret ve yatırım yoluyla Irak’la aktif bir ilişki kurdu. 2003 sonrası dönemde iki ülke arasındaki ikili ticaret önemli ölçüde artmış ve İran, Irak’ın en önemli ticaret ortağı haline gelmiştir. Güvenlik cephesinde ise İran, Irak’taki Şii milisleri desteklemiş ve silahlandırmış, çıkarlarını ilerletmek için onların yeteneklerinden yararlanmıştır. İran’ın bu gruplara verdiği destek, gücünü bölgede yaymasını ve sınırlarının ötesine uzanan bir etki ağı kurmasını sağlamıştır. Ancak bu strateji, İran’ın eylemlerini istikrarsızlaştırıcı ve Irak’ın uzun vadeli istikrarına potansiyel olarak zarar verici olarak gören bölgesel ve uluslararası aktörler arasında da endişelere yol açtı. Sonuç olarak, İran’ın 2003’ten sonra Irak’a yönelik politikasının temel motivasyonları ulusal güvenlik kaygıları, bölgesel güç boşluğunu kendi lehine çevirme ve iç siyasi karışıklıkları konsolide etmek için dış politika meselelerinin güvenlikleştirilmesi gibi temel birkaç faktör tarafından yönlendirilmiştir. İran’ın Irak politikasını anlamak, bu bakımdan Orta Doğu’nun dinamiklerini ve bölgesel güvenlik ve istikrarı anlamak için bir çerçeve sunmaktadır.
Yayınlanmış
Sayı
Bölüm
Lisans
Telif Hakkı (c) 2023 IRANIAN CONGRESS
Bu çalışma Creative Commons Attribution 4.0 International License ile lisanslanmıştır.