MİR DAMAD'DA İNSANIN ÖZGÜRLÜĞÜ PROBLEMİ


Özet Görüntüleme: 63

Yazarlar

  • NURETTİN YAKIŞAN BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ

Özet

İslam düşüncesinin temel problemleri arasında en erken tartışılmaya başlayan meselelerden biri insanın özgürlüğü problemidir. Dinî kaynaklarda yer alan -konu ile alakalı- bazı verilerin farklı anlayışlara kapı aralaması ve nihayet yaşanan siyasi sorunların sebep olduğu trajik sonuçlar, insan eylemlerinde özgür mü yoksa yaşanılan her şey ile beraber insan eylemleri de önceden belirlenmiş mi, sorularına teolojik zeminde cevap aranmaya başlamıştır. Henüz İslâmî ilimlerin hiçbirinin tedvin edilmediği tarihlerde tartışılmaya başlayan bu konu, büyük kelâm ekollerinin oluşumunda da doğrudan rol oynamıştır. Söz konusu ekollerin bir kısmı Allah’ın ilim, irade ve kudret sıfatlarını esas alarak insan eylemlerinde özgürlük alanı bırakmazken (cebr), diğer bir kısmı ise Allah’ın adaletini merkeze alarak insanın tamamen özgür olduğunu (tefviz) iddia etmiştir. Bu iki zıt yaklaşımın arasında, Allah’ın iradesini dışlamaksızın, insanın eylemlerinde sınırlı bir irade ile hareket edebildiğini ve kısmen özgür olduğunu savunan ekoller ve düşünürler de olmuştur.  Teolojik zeminde farklı açılardan ele alınarak değişik teorilerle çözülmeye çalışılan mezkûr problem, İslâm dünyasında gündeme gelişinden yaklaşık bir buçuk asır sonra ortaya çıkmaya başlayan Müslüman filozoflar tarafından felsefî zeminde de tartışılmaya başlamıştır. Filozofların meseleye yaklaşımlarının arka planında sudûr teorisi yer alır. Onlar insan fiillerinin yakın illetinin insanın kendisi, uzak illetinin ise Allah olduğunu belirterek hem insana fiillerinde bir rol vermişler hem de bu fiillerin bütün âleme hükmeden Allah’ın iradesi ve hâkimiyeti haricinde icrâ olunmadığını ifade etmişlerdir.  İslâm düşüncesinin üçüncü ana disiplini olan Tasavvuf cenahında da bu meselenin ele alındığını dikkate alırsak söz konusu problemin bu düşünce geleneğinde oldukça zengin bir literatüre kaynaklık ettiğini söyleyebiliriz.

 Safevi dönemi İran’ında görülen felsefî faaliyetlerdeki canlılıkta büyük rolü olan ve İsfahan Okulu denilen ekolün kurucusu sayılan Mîr Dâmâd (ö. 1631), insanın özgürlüğü problemini ele almış ve farklı açılardan değerlendirmiştir. O bu meseleyi hem felsefî hem kelâmî hem hadis alanındaki eserlerinde tartışmış ve genel olarak cebr ve tefviz anlayışlarını eleştirerek orta yolu tutmuş, görüşlerini hem felsefî hem kelamî yöntemlerle temellendirmeye çalışmıştır. Biz bu tebliğimizde, tamamen söz konusu meseleye hasredilen el-Îkâzât fî halki’l-a´mâl adlı eserini merkeze alarak ve diğer eserlerinden de yararlanarak onun insanın özgürlüğü problemine dair ortaya koyduğu çözümü açıklamaya çalışacağız.

Anahtar Kelimeler: İrâde, ihtiyâr, cebr, tefvîz, Eş’âriye, Mutezile, Mîr Dâmâd.

Yayınlanmış

07.06.2023

Sayı

Bölüm

Bildiri